Silifke ilçesi %89'u dağlık, %11'i ovalık olmak üzere 2693 km2 yüzölçümü ile il yüzölçümünün %18’ini kapsamaktadır.
Kıyı kesiminde tipik Akdeniz ikliminin hâkim olduğu ilçede yazlar sıcak ve kurak; kışlar ılık ve yağışlıdır. Sahilden iç kesimlere doğru yükseldikçe iklim değişmekte, yazlar serin; kışlar ise soğuk ve kar yağışlı geçmektedir. Ortalama iklim değerleri: Yılda ortalama 120 – 150 gün açık, 30 – 60 gün kapalı, diğer günler parçalı bulutludur. Yıllık 2.800 – 3.000 saat güneşlenme imkânı vardır.
Mersin ilinin en büyük akarsuyu olan, 268 km uzunluğundaki Göksu Irmağı iki kol halinde Geyik Dağları’nın suları ile beslenip Taşeli yaylalarından güneye inerek Mut ilçesi yakınlarında birleşir ve derin vadiler oluşturduktan sonra Silifke şehir merkezinin tam ortasından geçip, taşıdığı alüvyonlarla meydana getirdiği Silifke Ovası’na suları ile hayat vererek Akdeniz'e dökülür.
Antik adı Kalykadnus olan Göksu'nun tarihte de ayrı bir önemi vardır. Roma - Germen imparatoru Frederik Barbarossa, III. Haçlı Seferi sırasında ordusunun başında Filistin'e giderken 10 Haziran 1190 günü Silifke yakınlarında Göksu Irmağında boğulmuştur. Silifke, İçel ilinde doğal gölü bulunan tek ilçedir. Bu göllerden Akgöl 8.200 Da; Paradeniz 5.920 Da’dır. Silifke, 105 km'lik kıyı bandı ile Akdeniz'in en güzel kumlu sahilleri ve kirlenmemiş denizine sahiptir. Kıyı ve ovadan 5 km kuzeye doğru 200-300m yükseklikteki dalgalı araziden sonra başlayan Toroslar da yükseklikleri 500 ile 2000m arasında değişen dağlar mevcuttur. Dalgalı arazi kuşağındaki makiliklerde defne, zakkum, melengiç, murt, harnup gibi tipik Akdeniz bitkileri vardır. Makiliklerden sonra başlayan ormanlar 2000m sonra seyrekleşmeye başlar; 2500m sonra yerini çalılıklar ve geniş otlaklara bırakır.
İlçemizin 1.600.000 dekarı orman arazisidir. Ormanlar Çamdüzü, Gelinsuyu, Alibaba, Kırağıbucağı mevkileri ile Göksu Vadisi boylarında yoğundur. Ağaç türü olarak, baltalık ormanlarda meşe, pırnal, sandal, sakızlık, tespih, gürgen ve pek az da olsa kayın ağacı; koru ormanlarında ise karaçam, kızılçam; yükseklerde akçam, katran, ardıç ve sulak yerlerde köknar yetişmektedir. İlçemizin dağlık kesimlerinde yaban domuzu, keklik, tavşan ve yerli kuş türleri en çok görülen yabani hayvanlardır.
Ayrıca, dünyanın en önemli kuş göçü yolu üzerinde bulunan Göksu deltası, Akdeniz’in doğal özelliklerini koruyabilmiş en önemli sulak alanlarından biri olarak, 450 tür olan Türkiye’nin kuşlarından 334 türüne, yine Türkiye’nin 140 ulusal ve uluslar arası öneme sahip kuş türünün 106 türüne; dünya çapında yok olma tehlikesi altında bulunan 24 kuş türünün 12 türüne yaşama, üreme, beslenme ve konaklama imkanı sağlayarak barındırmaktadır. Bunlardan en önemlileri bölgenin simgesi haline gelen saz horozu, yaz ördeği, cüce karabatak, tepeli pelikan, dik kuyruk, ala kaz, deniz kartalı, şah kartalı, turaç, toy ve ada martısıdır.
Göksu Deltası, nesli tehlike altında olan, denizde yaşayıp karada üreyen deniz kaplumbağası Caretta Caretta ve yeşil kaplumbağa Chelonia mydas’ın en önemli üreme alanlarından biridir. Yine nesli tehlike altında memelilerden Akdeniz keşiş foku Monachus monachus, aşırı avlanma sonucu sayıları hızla azalan mavi yengeç ve lahoz balığı (Epinephelus aeneus)’da bu bölgede yaşamaktadır. Deltada 441 bitki türü tespit edilmiştir. Bunlardan 32 adedi nadir tür; 8 adedi endemik (sadece Göksu Deltasında bulunan) tür olarak delta da mevcuttur.
Zengin bir bitki ve hayvan varlığına sahip olan Göksu Deltası, Ortadoğu ve Avrupa’nın en önemli sulak alanlarından biri olarak, 1990 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile ÖZEL KORUMA BÖLGESİ ilan edilmiş; 1994 yılında Ramsar Sözleşmesi gereğince Bakanlar Kurulu Kararı ile Ramsar listesine alınarak uluslararası boyutta koruma altına alınmış; 1996 yılında da Kültür Bakanlığınca 1.DERECEDE DOĞAL SİT ALANI ilan edilmiştir.
Göksu Deltası dünyanın çeşitli yerlerinden gelen kuş bilimcilerin büyük ilgisini çekmektedir.